İslam Tarihi incelendiğinde mehdi beklentisinin sürekli suiistimal edildiği ve bu nedenle Müslümanlardan sayılmayan yeni grupların ortaya çıktığını görmekteyiz. 1844 yılında kendisini Mehdiye açılan bir kapı olarak ilan eden Mirza Ali Muhammed, bu iddia ile yetinmekle kalmayıp zamanla peygamberliğini de ilan eder. Kendisinden sonra gelen Mirza Hüseyin Ali ise, Mirza Ali Muhammed'in sadece kendini müjdelemek için geldiğini iddia eder. Mirza Hüseyin Ali ayrıca kendi peygamberliğini delillendirmek için sık sık Kur'an-ı Kerim, İncil ve Tevrat'a da başvurur. O, Hz. Muhammed'e ait olduğunu ileri sürdüğü birçok rivayeti de kendisinin mehdi/nebi olmasına delil gösterir. Kendi peygamberliğini kanıtlayabilmek için birtakım aklî istidlal yöntemlerine de sıklıkla başvurur. Tezde Bahâîlik özelinde Mirza Hüseyin Ali'nin mehdilikten nebiliğe ulaşan iddiaları incelenecektir.
Anahtar Kelimler: Şîa, Şeyhilik, Bâbîlik, Bahâîlik, Kitab-ı Akdes
When the Islamic History of Muslims is examined, it is seen that the expectation of the Mahdi is constantly abused and therefore new groups that aren't designated as Muslims are emerging among Muslims. Mirza Ali Muhammad, who declared himself to be a gateway to Mahdi in 1844, not only contented himself with this claim, but also proclaimed his prophecy. Mirza Hussein Ali, who came after him, claims that Mirza Ali Muhammad had only come to evidence his prophethood. Mirza Hussein Ali also frequently refers to the Quran, the Bible, and the Torah to prove his own prophethood. Many rumors that he claimed to belong to Muhammad shows evidence of his Mahdism. In order to prove his own prophethood, he also puts forward his own mental methods. In this thesis the claims of Mirza Hussein Ali -from his mahdism to his prophethood- are analyzed from the aspect of Bahaism.
Keywords: Shia, Shaikhism, Babism, Bahaism, Kitab-ı Aqdas
Tez (Yüksek Lisans) - Süleyman Demirel Üniversitesi, Sosyal Bilimleri Enstitüsü, Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı, 2019.
Kaynakça var.
İslam Tarihi incelendiğinde mehdi beklentisinin sürekli suiistimal edildiği ve bu nedenle Müslümanlardan sayılmayan yeni grupların ortaya çıktığını görmekteyiz. 1844 yılında kendisini Mehdiye açılan bir kapı olarak ilan eden Mirza Ali Muhammed, bu iddia ile yetinmekle kalmayıp zamanla peygamberliğini de ilan eder. Kendisinden sonra gelen Mirza Hüseyin Ali ise, Mirza Ali Muhammed'in sadece kendini müjdelemek için geldiğini iddia eder. Mirza Hüseyin Ali ayrıca kendi peygamberliğini delillendirmek için sık sık Kur'an-ı Kerim, İncil ve Tevrat'a da başvurur. O, Hz. Muhammed'e ait olduğunu ileri sürdüğü birçok rivayeti de kendisinin mehdi/nebi olmasına delil gösterir. Kendi peygamberliğini kanıtlayabilmek için birtakım aklî istidlal yöntemlerine de sıklıkla başvurur. Tezde Bahâîlik özelinde Mirza Hüseyin Ali'nin mehdilikten nebiliğe ulaşan iddiaları incelenecektir.
Anahtar Kelimler: Şîa, Şeyhilik, Bâbîlik, Bahâîlik, Kitab-ı Akdes
When the Islamic History of Muslims is examined, it is seen that the expectation of the Mahdi is constantly abused and therefore new groups that aren't designated as Muslims are emerging among Muslims. Mirza Ali Muhammad, who declared himself to be a gateway to Mahdi in 1844, not only contented himself with this claim, but also proclaimed his prophecy. Mirza Hussein Ali, who came after him, claims that Mirza Ali Muhammad had only come to evidence his prophethood. Mirza Hussein Ali also frequently refers to the Quran, the Bible, and the Torah to prove his own prophethood. Many rumors that he claimed to belong to Muhammad shows evidence of his Mahdism. In order to prove his own prophethood, he also puts forward his own mental methods. In this thesis the claims of Mirza Hussein Ali -from his mahdism to his prophethood- are analyzed from the aspect of Bahaism.
Keywords: Shia, Shaikhism, Babism, Bahaism, Kitab-ı Aqdas