Amaç: Bu çalışmada obsesif kompulsif bozukluk (OKB) tanılı bireylerle sağlıklı kontrollerin serum 8-hidroksideoksiguanozin (8-OhdG), 8-epi-prostaglandin F2alfa (8-epi-PGF2α) düzeylerinin ve serum paraoksonaz (PON), arilesteraz (ARE) aktivitelerinin farklılık gösterip göstermediğinin karşılaştırılması, aynı zamanda OKB tanılı bireylerde OKB belirti şiddeti ile bu parametreler arasında herhangi bir ilişki bulunup bulunmadığının incelenmesi amaçlandı.
Yöntem: Çalışmaya OKB tanısı almış 39 hasta ve 40 sağlıklı kontrol alındı. Çalışmaya katılması uygun görülen her iki grubun katılımcılarından alınan kandan Serum 8-epi-PGF2α ve 8-OHdG konsantrasyonları, Serum PON ve ARE aktiviteleri ölçüldü. Araştırmacı tarafından, Yale Brown Obsesyon Kompulsiyon Ölçeği (Y-BOCS), Beck Depresyon Ölçeği (BDÖ) , Beck Anksiyete ölçeği (BAÖ) uygulandı.
Bulgular: OKB hastalarında kontrol grubuna göre 8-OHdG, 8-epi-PGF2a seviyelerinde anlamlı yükseklik saptandı. Hasta grubunda kontrol grubuna göre daha düşük PON ve ARE seviyeleri gözlendi; ancak istatiksel olarak anlamlı değildi. Hasta grubunda; Y-BOCS, BDÖ, BAÖ skorlarıyla biyokimyasal parametreler arasında korelasyon saptanmadı.
Sonuç: Bu çalışma, OKB hastalarında serum 8-OHdG, 8-epi-PGF2α düzeylerinin ve serum PON, ARE aktivitelerinin incelendiği ilk çalışmadır. Çalışmada ulaşılan sonuçlara göre OKB’nin etiyopatogenezinde oksidatif stresin etkili olabileceği düşünülmektedir. Nörobiyolojik mekanizmaların aydınlatılabilmesi için bu alanda daha geniş örneklemli ileri çalışmalara ihtiyaç vardır.
Anahtar Sözcükler: DNA hasarı, obsesif kompulsif bozukluk, oksidatif stres, paraoksonaz, arilesteraz
Objective: In this study, serum 8-hydroxydeoxyguanosine (8-OhdG), 8-epi-prostaglandinF2alpha (8-epi-PGF2α) levels and serum paraoxonase (PON), arylesterase (ARE) activities were investigated in individuals diagnosed with obsessive-compulsive disorder (OCD) and healthy control group. At the same time, it was aimed to investigate whether there is any relationship between OCD symptom severity and these parameters in individuals diagnosed with OCD.
Method: 39 patients diagnosed with OCD and 40 healthy controls were included in the study. Serum 8-epi-PGF2α and 8-OHdG concentrations, serum PON and ARE activities were measured from the blood taken from the participants of both groups who were considered eligible to participate in the study.
Y-BOCS, Beck Depression Scale (BDS), Beck Anxiety Scale (BAS) were applied by the researcher.
Results: The 8-OHdG and 8-epi-PGF2alfa levels were found to be significantly higher in OCD patients compared to the control group. Lower PON and ARE levels were observed in the patient group compared to the control group, but they were not statistically significant. There was no correlation between Y-BOCS, BDS, BAS scores and biochemical parameters in the patient group.
Conclusion: This study is the first study investigating serum 8-OHdG, 8-epi-PGF2α levels and serum PON, ARE activities in OCD patients. According to the results of the study, it is thought that oxidative stress may be effective in the etiopathogenesis of OCD. Further studies with larger samples are needed in this field in order to elucidate neurobiological mechanisms.
Keywords: DNA damage, obsessive compulsive disorder, oxidative stress, paraoxonase, arylesterase
Tez (Uzmanlık-PhD) - Süleyman Demirel Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, 2021.
Kaynakça var.
Amaç: Bu çalışmada obsesif kompulsif bozukluk (OKB) tanılı bireylerle sağlıklı kontrollerin serum 8-hidroksideoksiguanozin (8-OhdG), 8-epi-prostaglandin F2alfa (8-epi-PGF2α) düzeylerinin ve serum paraoksonaz (PON), arilesteraz (ARE) aktivitelerinin farklılık gösterip göstermediğinin karşılaştırılması, aynı zamanda OKB tanılı bireylerde OKB belirti şiddeti ile bu parametreler arasında herhangi bir ilişki bulunup bulunmadığının incelenmesi amaçlandı.
Yöntem: Çalışmaya OKB tanısı almış 39 hasta ve 40 sağlıklı kontrol alındı. Çalışmaya katılması uygun görülen her iki grubun katılımcılarından alınan kandan Serum 8-epi-PGF2α ve 8-OHdG konsantrasyonları, Serum PON ve ARE aktiviteleri ölçüldü. Araştırmacı tarafından, Yale Brown Obsesyon Kompulsiyon Ölçeği (Y-BOCS), Beck Depresyon Ölçeği (BDÖ) , Beck Anksiyete ölçeği (BAÖ) uygulandı.
Bulgular: OKB hastalarında kontrol grubuna göre 8-OHdG, 8-epi-PGF2a seviyelerinde anlamlı yükseklik saptandı. Hasta grubunda kontrol grubuna göre daha düşük PON ve ARE seviyeleri gözlendi; ancak istatiksel olarak anlamlı değildi. Hasta grubunda; Y-BOCS, BDÖ, BAÖ skorlarıyla biyokimyasal parametreler arasında korelasyon saptanmadı.
Sonuç: Bu çalışma, OKB hastalarında serum 8-OHdG, 8-epi-PGF2α düzeylerinin ve serum PON, ARE aktivitelerinin incelendiği ilk çalışmadır. Çalışmada ulaşılan sonuçlara göre OKB’nin etiyopatogenezinde oksidatif stresin etkili olabileceği düşünülmektedir. Nörobiyolojik mekanizmaların aydınlatılabilmesi için bu alanda daha geniş örneklemli ileri çalışmalara ihtiyaç vardır.
Anahtar Sözcükler: DNA hasarı, obsesif kompulsif bozukluk, oksidatif stres, paraoksonaz, arilesteraz
Objective: In this study, serum 8-hydroxydeoxyguanosine (8-OhdG), 8-epi-prostaglandinF2alpha (8-epi-PGF2α) levels and serum paraoxonase (PON), arylesterase (ARE) activities were investigated in individuals diagnosed with obsessive-compulsive disorder (OCD) and healthy control group. At the same time, it was aimed to investigate whether there is any relationship between OCD symptom severity and these parameters in individuals diagnosed with OCD.
Method: 39 patients diagnosed with OCD and 40 healthy controls were included in the study. Serum 8-epi-PGF2α and 8-OHdG concentrations, serum PON and ARE activities were measured from the blood taken from the participants of both groups who were considered eligible to participate in the study.
Y-BOCS, Beck Depression Scale (BDS), Beck Anxiety Scale (BAS) were applied by the researcher.
Results: The 8-OHdG and 8-epi-PGF2alfa levels were found to be significantly higher in OCD patients compared to the control group. Lower PON and ARE levels were observed in the patient group compared to the control group, but they were not statistically significant. There was no correlation between Y-BOCS, BDS, BAS scores and biochemical parameters in the patient group.
Conclusion: This study is the first study investigating serum 8-OHdG, 8-epi-PGF2α levels and serum PON, ARE activities in OCD patients. According to the results of the study, it is thought that oxidative stress may be effective in the etiopathogenesis of OCD. Further studies with larger samples are needed in this field in order to elucidate neurobiological mechanisms.
Keywords: DNA damage, obsessive compulsive disorder, oxidative stress, paraoxonase, arylesterase